Türmob/basin Bülteni

TÜRMOB Raporu

''Türkiye Ekonomisi 2021 Yılı Analizi ve 2022 Yılı Beklentileri''

 

TÜRMOB'un hazırladığı ''Türkiye Ekonomisi 2021 Yılı Analizi ve 2022 Yılı Beklentileri? Kriz mi Makas Değişimi mi? Raporu yayınlandı. Ekonominin içinde bulunduğu durumu analiz ederek geleceğe yönelik tahminlerin yer aldığı Raporda; Türkiye ekonomisinin 2021 yılı makro ekonomik göstergelerindeki gelişmeler, yeni ekonomik model perspektifinde cari denge - fiyat istikrarı ilişkisi, uluslararası kuruluşların 2022 tahminleri ve Türkiye Ekonomisi 2022 yılı beklentileri ele alındı.

 

TÜRMOB Genel Başkanı Emre Kartaloğlu TÜRMOB ''Türkiye Ekonomisi 2021 Yılı Analizi ve 2022 Yılı Beklentileri? Kriz mi Makas Değişimi mi? Raporunu değerlendirdi.

 

TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu, dünya genelinde 2021 yılında ekonomik toparlanma ve büyüme açısından bir momentum yakalanmış olmasına rağmen; Covid 19 salgının yarattığı sağlık krizinin devam ettiğini, tedarik, lojistik ve üretim sorunlarının henüz aşılamadığını, kalıcı hale gelen enflasyonun ve iklim krizinin de etkisiyle, 2022 yılında dünya ekonomilerinde büyüme oranlarının düşeceğini ve işsizliğin artacağını söyledi.   

 

Kartaloğlu, küresel ekonomide, toplam borç rakamının 2021 yılı sonunda 300 trilyon dolara ulaştığını, bu rakamın neredeyse dünya milli gelirinin 3,5 katı civarında olduğunu, faizlerdeki artışlarla birlikte, borç probleminin büyüyeceğini ve dramatik sonuçlara yol açabileceğini vurguladı.

 

Türkiye ekonomisinin açıklanacak olan 2021 yılı büyümesiyle, dünyadan pozitif ayrışarak yüzde 10'un üzerinde büyüyeceğini öngördüklerini söyleyen TÜRMOB Genel Başkanı Kartaloğlu, ancak ekonomimizdeki yapısal sorunlarımız nedeniyle, bu büyümenin işsizlik sorununu gideremediğini, enflasyonu tetiklediğini, kişi başına milli gelirde artışlara yol açmadığını ve gelir dağılımında bozulmalara yol açtığını belirtti.

 

Türkiye ekonomisinin, 2021 yılı sonuna doğru bir döviz krizine girdiğini belirten Kartaloğlu, ''ekonomi yönetiminin uygulamaya soktuğu yeni ekonomik modele göre; Türk lirasının zayıflaması ihracatı artıracak, ithal mallar pahalı hale geleceği için ithalatı azaltacak ve cari denge sağlanacak denmesine rağmen, çelişkili bir politikayla, 20 Aralık'ta kur korumalı mevduat düzenlemesi getirilerek döviz kurunun kontrol edilmesi amaçlanmıştır. Ancak enflasyon yükselirken, döviz kurlarını, sadece talep koşullarına müdahale ederek çözmeye çalışmak bazı sorunların sadece ertelenmesine ve sonrasında daha güçlü biçimde ortaya çıkmasına yol açacaktır.

 

Yeni ekonomik modelin bir diğer ayağı, düşük faiz politikasına uygun olarak faizlerin indirilmesi, bu sayede yatırımların, büyümenin ve istihdamın artırılması öngörüldü, ancak politika faizindeki indirime rağmen piyasada mevduat ve kredi faizleri düşürülemedi, aksine arttı ve bunun yeni ekonomik model için önemli bir handikap oldu.

 

Türkiye ekonomisi, enflasyon, devalüasyon, dolarizasyon ve yüksek maliyetlerle borçlanma sarmalına girdi, döviz rezervlerini eritti, bu nedenle ekonomideki belirsizlik ve kırılganlıklar arttı.''

 

Kartaloğlu, ''bütün bunların ötesinde, Türkiye'nin kendine özgü yapısal, ekonomik, etik, siyasal, yönetsel, kurumsal, hukuksal, demokratik, kültürel, çevresel ve jeopolitik sorunlarının bulunduğunu, her alandaki açıklarımızı kapatacak top yekûn bir kalkınma stratejisine ihtiyacımız olduğunu'' söyledi.

Türkiye Ekonomisi 2021 Yılı Analizi ve 2022 Yılı Beklentileri
Fotograf Galerisi

Diğer Paylaşımlar